Şekil renkleri

Metin renkleri


Bizi Sosyal Medyada Takip Edin

Sa’d Bin Ubâde (r.a)

7 yıl önce
860 izlenme
Favorilerime Ekle
Favorilerimden Çıkar
Lütfen bekleyiniz...
Geniş Ekran Dar Ekran
Reklam 5 saniye sonra kapanacak.
Reklam
Reklamı Geç

Sa’d Bin Ubâde – Ensârın sancaktarlarından.

Sa’d bin Ubâde, ikinci Akabe bîatinda Müslüman oldu. O da bu bîatte, Peygamberimizle görüşüp, kendi canlarını ve mallarını korudukları gibi Peygamberimize yardım edeceklerine söz veren Sahâbîlerdendi.

 

Her gün yemek gönderdi

Bu bîatte seçilen 12 temsilciden biri de Hazret-i Sa’d bin Ubâde’dir. Çok zengin ve cömert idi. Peygamber efendimiz Medîne-i münevvereye hicret ettiğinde, Hazret-i Hâlid bin Zeyd’in evinde yedi ay misâfir olmuştu. Sa’d bin Ubâde hazretleri, Peygamberimize bu misâfirliği sırasında her gün yemek göndermiştir. Hicretin ikinci yılında yapılan ve ilk gazve olan Ebvâ gazvesinde, Hazret-i Sa’d bin UbâdeMedîne’de vekil olarak görevlendirildi.

 

Peygamberimiz Bedir savaşı yapılmadan önce müşâvere heyetini topladığında, Sa’d bin Ubâde hazretleri de bu heyette bulunmuştur. Bedir ve Uhud savaşlarına katılmıştır. Uhud savaşında Peygamberimiz Hazreckabîlesinin sancağını Sa’d bin Ubâde hazretlerine vermiştir. Bu savaşta düşman karşısında büyük bir sebatla savaşmıştır.

 

Müreysi gazâsında ensârın sancağı onun tarafından taşınmıştır. 627 yılında vuku bulan Gared gazvesinde, orduya erzak olarak on deve yükü hurma vermiştir. Onun bu hizmeti üzerine Peygamberimiz, “AllahımSa’d’a ve Sa’d ailesine rahmet eyle!” diyerek duâ etti ve buyurdu ki:

– Sa’d bin Ubâde ne iyi kimsedir.

 

Hazreckabîlesinden olanlar da dediler ki:

– YâResûlallah! Sa’d bin Ubâde aramızda büyüğümüzdür. Babası da öyle idi.

 

Kuraklık ve kıtlık yıllarında halkı doyururlar, yolda kalanlara da yardım ederlerdi. Misâfirleri ağırlarlar, musibet ve ihtiyaç zamanlarında yardım yaparlar, kabileleri yurtlarına göçürürlerdi.

 

Bunun üzerine Peygamberimiz buyurdu ki:

– Câhiliye devrinde en ileri olanınız, İslâmiyette de en ileridir.

 

Ensârın sancağını taşıdı

Hendek savaşı yapılmadan önce, Peygamberimiz istişâre için Sa’d bin Mu’âz ve Sa’d bin Ubâde’yi çağırmıştı. Bu istişâre sırasında, Peygamberimizin emirlerine uymakta en ufak bir tereddüt göstermeyeceklerini ve müşriklerle savaşmaya, canlarını fedâ etmeye hazır olduklarını belirtmişlerdir.

 

Bu sırada gösterdikleri sebat ve düşmanla çarpışma hususundaki kararları karşışında, Peygamber efendimiz çok memnun olmuştur. Hendek savaşına da katılan Sa’d bin Ubâde hazretleri, bu savaşta ensârın sancağını taşımıştır.

 

Hendek savaşından hemen sonra yapılan Benî Kurayza gazâsında bütün orduya yiyecek vermiştir. Hudeybiyeantlaşmaşında ve Bîat-i Ridvânda bulundu. Hayber gazvesindeki ordunun kumandanlarından biri de Sa’d bin Ubâde idi. Mekke’nin fethinde de bulundu. Bu sırada sancaklardan birini de o taşıdı. Bundan sonra vuku bulan Huneyn gazvesinde Hazreckabîlesinin sancağını taşıdı.

 

Sa’d bin Ubâde hazretleri, vefât edinceye kadar canıyla ve malıyla devamlı hizmette ve cihadda bulunmuştur. Medîne civarında pek çok arazisi, bağı ve bahçesi vardı. Evi, Medîne’nin kenar mahallesinde idi. Mescid-i Nebîye uzak olduğu için, orada bir mescit yaptırmıştı.

 

Hazret-i Sa’d bin Ubâde, sülâlece cömert bir âiledendi. Dedesi, “Et, yağ isteyen, Düleym’in evine gelsin” diye nida ettirir ve gelenlere et ve yağ dağıtırdı. Düleymvefât edince, oğlu Ubâde de aynı şekilde nida ettirir ve gelenlerin ihtiyaçlarını görürdü.

 

Su sadakası iyidir

Hazret-i Sa’d, dedelerinden beri sürüp gelen bu cömertliklerini, Müslüman olduktan sonra daha çok artırmıştır. “Allahım, bana cömertlik yapabileceğim mal ver” diye duâ ederdi.

 

Kale şeklinde bir evi vardı. Orada ikâmet ederdi. Burada hergün büyük ziyâfetler verirdi. Herkes oraya gidip, yer içerdi.

 

Eshâb-ı kirâm içinde Eshâb-ı Suffa denilen kimsesiz, yoksul Müslümanlardan hergün 80 kişiye yiyecek ve içecek verirdi.

 

Resûlullah efendimiz hicret edince de, Peygamberimize her gece et, süt ve tereyağı veya yemek gönderirdi.

 

Annesi vefât edince, Peygamberimize gelip dedi ki:

– YâResûlallah! Annem öldü. Ona ne iyilik yapabilirim?

 

Peygamber efendimiz buyurdu ki:

– Su sadakası iyidir. Zîrâ sadaka vermek, Allahüteâlânıngadabını yumuşatır. İnsanı azâbdan kurtarır. Eceli gelmemiş olan hastanın şifâ bulmasına sebep olur.

Bunun üzerine Hazret-i Sa’d bin UbâdeMedîne’de bir kuyu açtırdı. “Sikâye-i âl-i Sa’d” adını verdiği bu su kuyusunu Müslümanların istifadesine sundu.

Arap kabîleleri içinde ensârdan olan Evs ve Hazreckabîlesininİslâma çok büyük hizmetleri olmuştur. Savaşlarda çok şehit vermişlerdir. Sa’d bin Ubâde ve Sa’d bin Mu’âz bu kabîlelerin en ileri gelenlerinden idi.

Her ikisinin de İslâmiyete hizmetleri ve Müslümanlar için gösterdiği fedakârlıkları, akılları şaşırtacak derecede idi. Bu uğurda feda etmedikleri hiçbir şeyleri kalmamıştı. Mallarıyla, canlarıyla hizmet ettiler. Sa’d bin Mu’âz Peygamberimiz hayatta iken şehit olmuştur.

 

Hizmete teşvik etmiştir

Onun vefâtından sonra, Ensâr arasında en önde gelen zat, Sa’d bin Ubâde olmuştur. O da dâimâİslâmiyete hizmet etmiş, Medîneli Müslümanları Dîn-i İslâm için fedâkârlık ve hizmet etmeye teşvik etmiştir.

 

Hazret-i Sa’d bin Ubâde, Hazret-i Ebû Bekir’in halîfeliği sırasında Medîne’deikâmet etti. Sonra Şam tarafında Havran’a gitti. Ömrünün sonuna kadar orada yaşadı. 635 senesinde orada vefât etti. Gûta kasabasında defnedildi.

 

Sa’d bin Ubâde hazretleri, Peygamberimizden bizzat işiterek hadis-i şerif rivâyet etmiş ve hadis-i şerif öğrenmekle meşgul olmuştur. Rivâyetleri, meşhur hadîs kitaplarından olan Kütüb-i sittenin dördünde yer almıştır.

Reklam
BU VİDEOYU SOSYAL MEDYA HESAPLARINDA PAYLAŞ
Yorum Yap

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.

Bu konuya henüz bir yorum yapılmadı.